GüncelManşet

Gülmen ve Özakça’nın duruşmasında karar, tutsaklık sürecek

H.Merkezi: Mahkeme Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutukluluk hallerinin devamı kararı verildi. Dava 20 Ekim’e ertelendi.

Açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsündeki duruşma salonunda görüldü. Mahkeme heyeti ara kararında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutukluluk hallerinin devamına ve mahkemenin 20 Ekim’e ertelenmesine karar verdi.

Duruşma salonuna 2 gün önce Sincan Cezaevi Hastanesi’nden zorla Ankara Numune Hastanesi’nin yoğun bakım servisine götürülen Nuriye Gülmen getirilmezken, Semih Özakça ise getirildi. Jandarmalar izleyicilerin göremeyeceği şekilde Semih Özakça’nın önüne set oluşturdu.

Duruşmaya Gülmen katılamadı, Özakça ise getirildi. Semih Özakça salona tekerlekli sandalye ile getirildi.

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nuriye Gülmen’in duruşmaya katılması talebine ilişkin “tıbben uygun olmadığı” şeklinde yanıt verdi. Hâkim mahkemenin yazdığı birçok müzekkereye kurumlar tarafından yanıt verilmediğini aktardı. Avukat Murat Yılmaz buna itiraz ederek 10 gün içerisinde olumlu ve olumsuz bir yanıt verilmesi, neden yanıt verilmediğinin bildirilmesi gerektiğini söyledi.

3 avukat sınırlamasına karşı, “Davaya müdahil olan herkes avukatımdır”

nuriyesemihSemih Özakça’dan sadece üç avukat seçmesi istediğinde, “Üç avukat istemeyeceğim. Yüzlerce avukatımız var. 3 avukat kısıtlamasının bize zulmün bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden avukat seçmeyeceğim” dedi.  Davanın diğer sanıklarından Acun Karadağ da, “Avukat seçmek zorunda değilim. Davaya müdahil olan herkes avukatımdır” dedi.

Sanıkların 3 avukat sınırlamasına itirazı reddedildi. Üç avukatın neye göre seçileceğinin sorulması üzerine mahkeme “Üç kişiden sonrasını dinlemeyeğiz” dedi. Semih Özakça bunun savunma hakkına saldırı olduğunu söyledi: “Daha önce avukatlarımız gözaltına alındı. Geçen duruşmaya keyfi olarak getirilmedik. Üç avukat dayatmasını kabul etmiyorum. Nuriye Gülmen zorla Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülmüştür” Acun Karadağa da yeniden avukat seçip seçmeyeceği sorulunca o da bunun savunma hakkına bir saldırı olduğunu tekrarladı.

 

Semih Özakça’nın savunması;

Ezilen sömürülen işlerinden atılan emekçiler adına ezilenlerin sıklıkla karşılaştığı bu durumu ekmeğinden edilmiş bir öğretmen olarak ben de yaşadım. Bir cinayete ancak bu kadar tanıklık edilir diye düşünüyorum. İşine geri dönme talebiyle başladığım oturma eyleminde işkence ile gözaltına alınıp savcılığa götürüldüğümde başladı cinayet. Cinayet işleyenler yargılanıyorsa mahkemelerinizde beni tanık olarak yazın. Sırtınızda afilli yargıç cübbeleri karar vereceksiniz. Sahi çoktan kırmadınız mı kalemimizi? Elinizdeki iddianame senaryonuz. Hiç kimse benden bu adaletsizliğe karşı boyun eğmemi beklemesin. Savunma yapması gereken, ufak bir açıklama bile yapmadan koltuklarında oturan AKP iktidarıdır. Onuruyla ekmeğini kazanan bir sınıf öğretmeniyken önce işimden atıldım. Bu kabullenebilir bir durum değildi. Direnmenin, karşı gelemenin her bedelini yaşadık. Ben işinden atılmış bir sınıf öğretmeniyim, köleliğe karşı mücadele eden Spartaküs’üm, firavuna karşı Musa’yım, ‘Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan’ diyen Pir Sultan Abdal’ım, ‘Yarin yanağından gayri herşey ortaktır’ diyen Şeyh Bedrettin’im, İsrail zulmüne karşı dövüşen Filistinli’yim, dünyanın her köşesinde haksızlığa uğrayan ve mücadele eden kim varsa oyum.

İktidar KHK’ler ile demokratik kurumları kapatarak 12 Eylül’deki sınırlamayı da aşmıştır. İhraç edilmemize ve tutuklanmamıza neden olan kamudaki bu saldırıları ayrı bir başlıkta değerlendirmek gerekir. Orada oturduğunuz koltuklarda daha önce FETÖ’cü hakim ve savcılar oturuyor ve komplo davalarını yürütüyorlardı. Muhalif kamu emekçileri için değişen hiçbir şey yoktur. Değişen sadece emekçilere uygulanan saldırıların yöntem ve bahanesidir. Öğretmenlik bana ne lüks yaşam ne de gözümün arkamda bırakmayacağım bir yaşam vaad ediyordu. Ülkenin en ücra köşelerinde, her gün bomba seslerinin olduğu yerlerde öğretmenlik yaptım. OHAL’den bir yıl önce sendikamın iş bırakma eylemine katıldığım için eşimle birlikte açığa alındık. Açığa almalar ve ihraçlara karşı güçlü bir tepki gelmemesi nedeniyle iktidar bunu kolayca sürdürebildiğini düşündü. Bazı bölgelerde yapılan güçlü eylemlerle işlerine iade edilenler oldu. Bayram arefesinde açığa alındım, başka bir bayramda da ihraç edildim. Anlayacağınız iktidar bayramı emekçilere zehir etmek istedi.”

semihHalkın aydını bütün halkın sözünü söylemenin önemini gördüğü için bir adım öne çıkandır. Sabahattin Ali’nin romanındaki Kuyucaklı Yusuf gibi namusunu korumak için mücadele edendir. Ben de bir eğitimci olarak ödeyeceğim bedeli biliyordum. Baskınım arttığı, kimsenin sesini çıkarmadığı bir zamanda üzerime düşeni yapmayı görev biliyordum. Ankara Yüksel Caddesinde ‘İşimi geri istiyorum’ yazısı ile direnen bir akademisyen, bir öğretmen. Açıklama bile yapamadan halkın gözü önünde işkenceyle 17 defa gözaltına alındık. Tepki gösteren, fotoğraf ve video çekenler de tehdit edildi, gözaltına alındı. Onlarca işkence sonucunda kemiklerimizin kırıldığı, kafamızın gözümüzün kırıldığı zamanlar oldu. Suç duyurularında bulunduğumuzda polisler hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Yüksel Caddesi İnsanlık Anıtı önünde 120 gün direndik.

 Bizleri açlığa mahkûm etmeye karşı bunu tersine çevirip eylem biçimine dönüştürdüğümüzde bunu terörist eylem olarak gördüler. Asıl mesele açlık grevinin etkili bir eylem olması ve halkta duyarlılık yaratması korkusudur. Bu direnişe neden olan da bitirecek olan da iktidarın kendisi. Bizim direnişimiz bir inat değil, hakkımız olanı alma kararlılığı. Kimse kimseye zorla açlık grevi yaptıramaz. Bizler ezilmeye reddettik. Birçok kamu emekçisi direnmiyor, direnenler açlık grevi yapmıyor. Olabilir ama biz açlık grevinin bizi sonuca götüreceğini düşünüyoruz. Açlık grevine taleplerimiz kabul edilene kadar devam edeceğim.

Bizler devrim olmazsa, AKP gitmezse açlık grevini bitirmeyiz’ demiyoruz. İşimizi geri istiyoruz. Bizi işimizi geri isteme ısrarımız ve kararlılığımız için cezalandırmak istiyorlar. Öyle ya bir insan işini geri istiyor diye tutuklanır mı? Gece yarısı gelen gardiyanlar, beni hücremde yerlerde yatırarak zorla hapishanenin kampüs hastanesine götürdü. Ben hasta değilim. Hapishanede havalandırma vardı güneş görüyorduk. Burada ise güneş görmüyoruz. Ben güneşi hapishaneden beri ilk defa buraya getirilirken gördüm.

Eylemle ilgili bir komite kurulduğu iddiasına cevap vermeye tenezzül bile etmiyorum’ dedi. Suçlamasına ilişkin de “Nuriye semih demek de terör propagandası olarak görülüyor. Eğer öyleyse ben zaten Semih’im dedi” Salonda gülüşmeler oldu.

Zorla müdahale için götüreceklerini düşünüp annemle vedalaştım. Bu uygulamanın sonuçları belli. Fotoğraf dahi çektirmemize izin vermediler amaçları bizi unutturup zorla müdahale edip, bizi yaşayan ölü haline getirmekti. Son olarak şunu söylemek istiyorum; Verin kararınızı perde kapansın”

Özakça savunmasını Enver Gökçe’den ‘Dost’ şiirini okuyarak bitirdi!  Duruşmaya bir saat öğle arası verildi.

“Nuriye gelip savunmasını vermeden ben savunmamı vermeyeceğim”

Ardından Acun Karadağ, savunma yapmayacağını belirterek “Nuriye Semih ve ben eyleme ilk başlayanlarız. Açlık grevinşn 75. Günü kitlesel bir eylem olunca arkadaşlarımız tutuklandı. Ben tutuksuz yargılanıyorum. Bu da gösteriyor ki dava açlık grevi üzerine açıldı. Nuriye kitap okurken hastaneye kaldırıldı. Oysa kitap okuyorsa bilinci yerindedir. Semih’i görünce gözyaşlarımı tutamadım. Nuriye gelip savunmasını vermeden ben savunmamı vermeyeceğim” dedi.

Açlık grevinin 129’uncu gününde olan Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça da duruşmayı izlemek için Sincan Cezaevi’de. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, CHP Ankara Milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi, Murat Emir, Necati Yılmaz, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu davayı takip etti. Polis ve jandarma tarafından adeta ablukaya alınan hapishane önünde çevik kuvvet polisleri ve TOMA bekletiliyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu