Güncel

Bu halkı Robocop birleştirecek

H. Merkezi: Amed’i 14 Temmuz’da gaza ve copa boğan devletin kolluk kuvvetlerinin, yeri geldiğinde –yani halkın isyanını dile getirdiği her yerde, her anda- aynı “cömertliği” Trabzon’da da sergilediğini gördük.

Bu konu ile ilgili Radikal gazetesinde bugünkü (18 Temmuz) köşesinde “Direnmeye kalktın mı yoktur Diyarbakır’ın Trabzon’dan farkı. Herhalde bu halkı Robocop’lar birleştirecek” diye yazan gazeteci Ezgi Başaran’ın “Bu halkı Robocop birleştirecek” başlıklı bir yazısını sizlerle paylaşıyoruz:

 

Bu halkı Robocop birleştirecek

Ezgi Başaran

(Radikal)

Direnmeye kalktın mı yoktur Diyarbakır’ın Trabzon’dan farkı. Herhalde bu halkı Robocop’lar birleştirecek. Ya da…

Pazar akşamüstü Diyarbakırlılar, bir gün öncesinin tozunu-gazını üstlerinden atmak için Sümerpak’ta soluklanmış, ‘Bu nasıl devlettir ki üstümüze yürüdükçe küçüldüğünü görmez’ diye derin düşüncelere dalmıştı.

Aynı saatlerde, Diyarbakır’dan her bakımdan uzak bir şehrin köyünde vatandaş sokaktaydı. Daha doğrusu vadide. Daha da doğrusu deresinin başında.

***

Trabzon Köknar Köyü sakinleri, teyzeler-amcalar, gençler kabullenemedikleri bir yenilgiyi gözleriyle görmek için vadiye tırmandılar.

Geçen 5 yıl boyunca Şekerbank’ın derelerine konduracağı HES’e karşı mücadele vermişlerdi. Karşı durdular, vinçlerin önüne bedenlerinden barikat kurdular, yaptırmadılar. 5 yıl boyunca haklarında davalar açıldı ama yaptırmadılar.

Fakat pazar günü duydular ki şantiye kurulmuş. 120 kişi kalkıp derelerinin başına gittiler. Kapitalizmin şantiyesiyle tanışmaya.

***

O da ne? Şantiyenin önünde 200 kadar Robocop polis. Halkın deresini halktan korumak için dizilmişler. Şantiyedeki sorumluların yüzünde müstehzi bir gülümseme. Aralarından bir-ikisi “Hani yapamazdık?!”, “Hani yaptırmazdınız, işte şantiye, işte dere” diye kışkırtınca köylünün kan basıncı da tansiyon aletlerinin sınırlarını aştı. Şantiyedeki görevlilerin üstüne yürümeye kalkışınca… Kan ter içinde bağırınca… Robocop ve jandarma eşliğinde 35 km. aşağıdaki Çaykara’ya götürüldüler. Teyzeler, amcalar, gençler.

Yaklaşık 70 kişi. Çaykara İmam Hatip Lisesi’nin top sahasında sıra sıra dizildiler. Kimlik kontrolleri yapılması için bu top sahasında bekletildiler. Kaça kadar biliyor musunuz?

Sabahın 4’üne. Aralarından 5’i gözaltına alındı. Ertesi akşam salıverildiler ama adli takip şartıyla. Yani haftada iki gün karakola gelip yoklama verecekler. Sebep: İçme suyumuzu, sulama suyumuzu almayın demiş bulundular. Debisi düşük olan bu dereden santral yapacağız diyerek küçük tünellere hapsettiğiniz suyumuzun akışını dahi göremez, duyamaz olduk dedikleri için.

***

Köknar Köyü’nde durum bu. Biraz ötesindeki Karaçam’da da farklı değil. Birkaç ay önce tam 628 asker nöbet tuttu ki HES şantiyesi kurulabilsin. “Tabii” diyor bir köylü, “devlet lisansı vermiş. Şirket de engellendiği gerekçesiyle güvenlik gücü talep ediyor. Devlet de veriyor Robocop’u, askeri. 70 yaşındaki annelerimiz bile alıştı bu manzaraya.”

Manzara dediği, bir bakıma OHAL. Devletin güvenlik güçleri, HES şirketleri, yerel taşeron şirketler el ele vermiş, halkı ve doğayı kutu kutu pense çemberine kıstırıyorlar. Bastonlu bir nineyi kovalamaya kadar varan bir zalimlikle bunu yapıyorlar.

***

Bizde böyle.

Diyarbakır’da özgürlük mitingi için toplanan halkın üstüne TOMA sürer, biber gazı sıkar, Robocop’la itelersin.

Trabzon’daki dereleri şirketler için Robocop’la ‘korumaya’ alır, “Deremiz bizimdir” diyen halkı sabahın kör vaktine dek iskambil kâğıdı gibi dizersin.

Direnmeye kalktın mı yoktur Diyarbakır’ın Trabzon’dan farkı.

Herhalde bu halkı Robocop’lar birleştirecek. Ya da…

#karadenizisyandadır. #amed’in hali malum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu