Güncel

Tutsak gazetecilerden DFG’ye mektup: İnfaz yakmalar çoğaldı

Hapishanelerde yaşadıkları hak ihlallerini Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’ne ileten gazeteciler, pandemi kısıtlamalarının cezaevlerinde devam ettiğini, infaz yakmaların çoğaldığını belirterek, yaşamsal malzemelerin, kitap ve dergilerin verilmediğini aktardı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) Mardin E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Mardin Muhabiri Abdulkadir Turay ve Adana F Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki Gazeteci İbrahim Karakaş hapishanede yaşadıkları sorunlara ilişkin Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’ne (DFG) mektup gönderdi.

‘Mekan fark etmeksizin yazacağız’

Takip ettikleri haberler nedeniyle hukuksuz bir şekilde tutuklandıklarını belirten Gazeteci İbrahim Karakaş, “Bedenimiz fiziken esaret altında olsa da düşüncelerimiz ve kalemlerimiz her zaman özgür kalacaktır. Hiçbir zaman biz özgür basın emekçilerine boyun eğdiremediler, susturamadılar ve susturamayacaklar. Biz nerede, hangi mekanda ve zamanda ne koşullarda tutulursak tutulalım bu onurlu duruşumuzdan ve çalışmamızdan taviz vermeyerek vicdanların sesi olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Pandemi kısıtlamaları içeride devam ediyor’

Pandemi kısıtlamaları gerekçe gösterilerek tüm faaliyet haklarından yoksun bırakıldıklarını söyleyen Karakaş, hak ihlallerini şu şekilde sıraladı:  “Haftalık sosyal yaşam faaliyetlerimizden yararlanamamaktayız. Sohbet, spor, atölye, kurs vb. gibi tüm faaliyetlerimiz pandemi gerekçe gösterilerek engellenmektedir. Bu ve benzeri birçok haklarımızdan muaf tutulmaktayız. Açık görüş ve ayda üç defa olan kapalı görüş haklarımız, ayda iki defa 45-50 dakikayı geçmeyecek şekilde iki defa yaptırılmaktadır. Yürürlüğe giren ve diğer cezaevlerin de uygulanan bir buçuk saatlik görüş hakkımız ‘cezaevi koşulları ve memur yetersizliği’ gerekçe gösterilerek halen 45-50 dakika ile sınırlı tutulmaktadır. Bununla ilgili yaptığımız hukuki başvurularımız da cevapsız kalıp ya da cezaevi inisiyatifine bırakılmaktadır. Yine yakınlarımız ve görüşçülerimiz ile yapmakta olduğumuz kapalı görüş ve telefon görüşmelerimiz hukuksuz bir şekil de kayıt altına alınıp çeşitli suçlama konusu yapılmaktadır.

Tüm bunlar ve bu tür uygulamalara karşı yaptığımız hukuki başvurularımız henüz cevaplanmış değildir.  Cezaevindeki tüm tutsakların iki doz aşısı tamamlanmasına rağmen, dışarı ile herhangi bir teması olmamasına rağmen pandemi kısıtlamaları gerekçe gösterilerek tüm haklarımızdan muaf tutulmaktayız.”

Kitaplara el konuluyor

Hapishanelerde basın yayın konusunda ciddi engellemelerle karşı karşıya kaldıklarını da dile getiren Karakaş, Yeni Yaşam, Evrensel gazetelerinin, talep ettikleri dergi ve kitapların verilmediğini, meslektaşlarının dışarıdan gönderdiği haber, köşe yazısı ve makalelere el konulduğunu ve gazetecilik faaliyetlerinin çeşitli gerekçelerle engellendiğini aktardı.

‘Tecrit kurumsallaştı’

Mardin E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan DİHA Mardin Muhabiri Abdulkadir Turay ise, mektubunda dışarıdaki siyasi atmosferin içeride olumsuz yansımasını yaşadıklarına değinerek, insanlık onurunu hiçe sayan keyfi ve hukuki uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını belirtti. Turay, “Tecrit sistemini adeta tüm zindanlarda kurumsallaştırmaya çalışıyorlar. İmralı’daki modeli genele yaymaya çalışıyorlar. Artık pandemi gibi gerekçeleri de var” dedi.

Turay da tutuklu bulunduğu hapishanedeki ihlalleri şu şekilde sıraladı:

İnfazları bitenler tahliye edilmiyor

“* Çıkarılan yeni yasalarla ‘infazı bitmiş arkadaşlarımızın tahliye edilmemesi’ adaletin Türkiye de yerle yeksan olduğunun ispatıdır. Tahliyelerin yapılmaması siyasi (taraflı) koğuşlarda olduğumuza dayandırılıyor. Bu anlamda dolaylı olarak ‘ya teslimiyet ya da esaret’ denklemiyle hukuksuzluk dayatılıyor. Bununla ilgili ne baroların ne de basının ciddi bir çalışma yapıp yapmadığını bilmiyoruz. Umarız ki bir an önce bu uygulamaların iptal edilmesine dönük gerekli başvurular yapılır.

* Ailelerimiz tarafından gönderilen iç çamaşırı, çorap, terlik vb. gibi son derece yaşamsal malzemeler bizlere verilmemektedir. Kantinde satılan en kalitesiz malzemelerin yüksek fiyatlarla bizlere satmaya çalışmaları, işin içerisinde tekelci kliklerin ve rantçı hesapların oynandığını ispatlar.

*   İki yıldır siyasi partilere, ABD ve Fransa büyükelçiliklerine, Adalet Bakanlığı’na, TBMM’ye, Avrupa Parlamentosuna, Birleşmiş Milletlere, CPT’ye, TTB’ye, İHD, TİHV vb. onlarca kuruma her hafta İmralı’daki tecrit sisteminin kaldırılmasıyla ilgili yüzlerce mektup gönderdik.

* Hastane sevkleri çıkan arkadaşlarımız askerlerin arama adı altında onur kırıcı talep ve tavırlarını reddettiğimizden hastaneye gidemiyoruz.”

AYM’ye başvuru

Aynı zamanda Yeni Yaşam Gazetesinin verilmemesi ile ilgili Anaysa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduklarını aktaran Turay,  tüm hukuksuzluklarla sonuna kadar meşru zeminlerde mücadele edeceklerini söyledi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu