DünyaGüncel

ŞÖYLEŞİ | “ATİF Kitlesine Her Zamankinden Daha Çok ATİF’e Sahip Çıkması Çağrısında Bulunuyorum”

ATİK’e bağlı ATİF ve derneklerinin genel kurul süreçlerini, bu süreçlerin yarattığı etki, genel kurul ile derneğe gelenlerin örgütlenmesini ATİF Hannover temsilcisi Tufan Çiçek ile konuştuk.

ATİF Hannover Temsilcisi Tufan Çiçek’le yaptığımız röportajda, ATİK’e bağlı ATİF ve derneklerinin genel kurul süreçlerini, bu süreçlerin yarattığı etki, genel kurul ile derneğe gelenlerin örgütlenmesi vb. birçok başlıkta konuşma fırsatı bulduk.

– ATİK ve bağlı federasyonlar, ATİF’e bağlı derneklerinin bir süredir kongre süreci var. Sizin de çalışma yürüttüğünüz Hannover’da Genel Kurullar süreci geride kaldı. Avrupa’da pek çok farklı başlıkta gündemler arasında genel kurullarınızı yapıyorsunuz. Nasıl bir politik atmosfer içindesiniz. Bu süreç nasıl ilerledi, istenilen katılım ve enerji ile sonuçlandı mı?

– Öncelikle tüm dünyanın gündeminde olan haksız savaşlar ve ekonomik kriz, bir yandan “daha iyi bir yaşam” için Avrupa ülkelerine göçü artırırken diğer yandan emperyalist haydutların göç bahanesiyle ırkçılığı geliştirdiği bir süreçten geçiyoruz. Özellikle Almanya’da faşist parti AFD’nin son süreçte ciddi oy artışı bu politikaların belki de en tehlikeli sonucudur. Yine çıkarılan ve geliştirilen polis yasaları ve göçmenlere yönelik ki bazıları ölümcül saldırılar yine ırkçı politikalarına ürünüdür. Bir yandan savaşlar çıkaran ve bunun sonucu milyonlarca insanı yerinden eden sistem aynı zamanda hem içerideki ırkçı siyasetini geliştiriyor ve ucuz iş gücüne de sahip oluyor.

Yine bir süre önce neo-nazi hareketinin temsilcilerinin katıldığı bir toplantı deşifre oldu. Bu toplantıda ağırlıklı olarak göçmen ve mültecilerin tekrar ülkelerine gönderilmesi ve sistematik bir şekilde Almanya’nın mülteci ve göçmenlerden “temizlenmesi” konuşuldu. Burada dikkat çeken başlık ise “Remigration”-“Geri göç” adı altında yıllardır AfD tarafından dillendirilen konunun olmasıdır. Yine bu toplantı için seçilen mekânın, Nazi Almanya’sı döneminde Yahudilerin sistematik olarak soykırıma uğratılmasının karar altına alındığı, tarihe adı “Wanseekonferenz” geçen toplantının yapıldığı otele sadece 8 km uzaklıkta olması meselenin hangi boyutlarda olduğunu göstermektedir.

Tam da bu süreçte ATİF (Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu) olarak “Almanya’nın Saldırganlığı, Yükselen Irkçılık, Gelişen Kitle Hareketi ve Görevlerimiz” başlıklı bir siyasi perspektifi üyelerimize sunduk. İşleyiş gereği ATİF’e bağlı tüm derneklerde kitlemiz ile bu perspektif yazısı tartışıldı ve gelen öneri ve eleştiriler delegeler üzerimden 16 Mart’ta yapılacak olan ATİF kongresine taşınacak.

Kongrelere katılımı genel olarak olumlu değerlendiriyoruz. Özellikle son süreçte ırkçılığa karşı Almanya genelinde toplamda milyonlarca insanın sokağa çıkması doğal olarak bizlerde olumlu bir hava yarattı. Bu olumlu havayı, Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmenlere taşıyıp onları saflarımızda örgütleme göreviyle karşı karşıyayız ve çalışmalarımız bu çizgi de ilerliyor.  Birçok bölgede hem katılımın iyi olması hem de tartışmaların verimli geçmesi, bizler açısından oldukça değerli.

“Pratikteki çalışmamız geniş kitleleri örgütlenmede belirleyici olacaktır!”

Derneklerin, demokratik kitle örgütlerinin genel kurul süreçleri sadece prosedür gereği değil aynı zamanda demokratik bir işleyiş için de önemli süreçler. Kendi çalıştığınız dernek ve elbette ki genel olarak ATİK ve ATİF için konuşacak olursak; söz ve kararın, demokratik işleyişinin ve halkın kendi sözünü söylemesi veya irade beyanı açısından nasıl bir kolaylık veya işleyiş yapılıyor, bu süreç istenilen şekilde işletilebiliniyor mu?

– Hannover derneğini örnek verecek olursak, bizlerde eş başkanlık var. Bu “erk” yönetim anlayışına karşı olumlu bir tavır. Hannover olarak ayda bir defa üyeler ve kitle ile geniş bir toplantı yapıyoruz. Geçmiş faaliyetleri hep birlikte ele alıyoruz. Kitleler bize pratikte “görülmeyen” bir sürü hatalı yaklaşımı gösteriyor bu da kurumumuz açısından oldukça değerli bir durum. Aynı zamanda önümüzdeki faaliyetleri ele alırken yapacağımız her etkinliği üyeler ile tartışıp kararı birlikte alıyoruz. Böylelikle etkinliği örgütleme sürecinde karara ortak olan üyeler ciddi emek harcıyorlar. Yani kararı kitle ile birlikte aldığımız da etkinlik çok daha başarılı geçiyor.

Özellikle genç arkadaşların çalışmalarda öne çıktığı bu süreçte, en geniş kitle ile karar alma ve en geniş kitle ile bu kararı uygulama oldukça önemli.

– Bu genel kurul süreçleri diğer taraftan halkın örgütlenmesi için önemli araçlardır, ATİF bu süreci örgütlenmenin aracı haline getirmek için ne tür çalışmalar yapmaktadır?

– Aslında genel kurul daha çok üyelerimizi ve bize en yakın kitleyi daha da canlandırma açısından önemli bir yerde duruyor. Yeniden yönetim ve denetimin seçilmesi, siyasi taslak üzerinden yürütülen tartışmalar, yoldaşlarımız üzerinde olumlu bir etki yaratıyor. Halkın örgütlenme süreci bence kongrelerden çıkacak olan kararın pratiğe uygulamasında yatıyor. O anlamıyla ATİF’te örgütü olan kitlenin en geniş haliyle siyasi taslağı tartışması oldukça önemli. Tüm tartışmalar belli bir boyut kazandıktan sonra pratik süreçteki çalışmamız geniş kitleleri örgütlenmede belirleyici olacaktır.

Kitlelerin ihtiyaçlarına cevap olabildiğin sürece kitle sende örgütlenir. Bu yaşamın gerçekliğidir. Bölgemizde son yıllarda, özellikle genç nüfusun yoğun olduğu bir göç alımı söz konusu. Türkiye ve Kürdistan’dan göç eden gençlerin ciddi bir kısmı ise akademik eğitimi bitirmiş ya da yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Buraya gelenler maalesef ciddi birçok sorun ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu sorunların en başında ise dil sorunu gelmektedir. Hannover olarak gönüllü Almanca dersleri verdik ve ilgi beklediğimizden oldukça yoğundu.  Daha sonra Nürnberg’de ve Hamburg’da da dersler verilmeye başladı. Özellikle Hamburg’da 150’ye yakın gencin kursa gelmesi (üç sınıflı bir çalışma) doğru ele alındığında ciddi bir kitlenin (özellikle gençlerin) kurumumuza gelmesini sağlıyor. Sadece dil değil gelen arkadaşların, barınma, sağlık, iş gibi ihtiyaçlarını da gücümüz oranında karşılaşmaya çalışıyoruz. Bu doğal olarak kitlelerin sana güvenmesini ve senin yanında durmasını sağlıyor. Çünkü dışarıda, sömürücü, ırkçı bir düzen var. Biz ise alternatif olduğumuzu iddia ediyor ve daha güzel bir dünya için mücadele ediyoruz.

Bunun dışında bazı derneklerimiz de erbane, halk oyunları vs. kursları veriyoruz. Yine Hannover’de tecrübeli arkadaşlar tarafından düzenli olarak ayda ortalama iki defa yapılan ve sadece gençlerin katıldığı eğitim çalışmaları oluyor.  Sosyal etkinlikler ile de daha geniş bir kitle ile bir araya geliyoruz.  Birlikte bir şeyler pişirip yeme, piknik vs.

Tabi ki takvimsel eylemleri ve seminer ve panelleri burda anlatmam gerekmiyor diye düşünüyorum. Bu çalışmalar kesintisiz her yıl oluyor.

“Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”

– Son olarak devam eden bu süreçle ilgili neler söylemek istersiniz, ATİF kitlesine nasıl bir çağrınız olur?

– An itibariyle birçok yerde genel kurullar gerçekleşti. Olumlu bir hava estiğini söylemek mümkün. Ortada onlarca aktivistimizin ciddi emeği var ama asıl süreç 16 Mart’ta yapılacak ATİF kongresinden sonra başlayacak diyebilirim. Alınan kararların uygulanması, bölgelerin somut durumuna göre politikalar geliştirilmesi ve bunları hayata geçirmesi başarımızın kıstası. ATİF kitlesine özellikle ırkçılığın oldukça yüksekliği, göçmen gençlerin kaldığı kamplarda uyuşturucunun bilinçli olarak yaygınlaştırıldığı, ekonomik krizin arttığı bu dönemde, her zamankinden daha çok ATİF’e sahip çıkması çağrısında bulunuyorum.

Özellikle aramıza yeni katılan genç arkadaşların, birçok anlamda olumlu gelişmeler gösterdiği açık. Bu genç arkadaşların kuruma daha sıkı sarılması ve dışarıda sistemin her türlü saldırısına maruz kalan gençleri saflarımızda örgütlemesi gerekmektedir. Kurtuluşumuz ve daha güzel bir dünya, biz yan yana olursak mümkün. O yüzden yaşasın örgütlü mücadelemiz diyorum. Özgür Gelecek Gazetesine de bize yer ayırdığı için teşekkür ederim.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu